-
1 cins
поро́да (ж) поро́дистый род (м)* * *1.1) род, вид; сортayrı cinsten — неодноро́дный
bir cinsten — одноро́дный
bu cinsten — подо́бного ро́да, тако́го ро́да
2) биол. род; поро́да2.1) поро́дистый; чистокро́вныйcins köpek — поро́дистая соба́ка
2) ка́чественный; сортово́йcins tohum[lar] — сортовы́е семена́
См. также в других словарях:
TECANÜS — Bir cinsten olma. * Birbirine sıkı sıkı bağlılık, benzeyiş ve uygunluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTECANİS — (Cins. den) Bir cinsten olan. Diğerleriyle aynı cinsten olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSM-İ CİNS — Gr: Cins isim. Bir cinsten, bir nev den olan şeylerin hepsine verilen bir ad. Vilâyet, karpuz, kedi gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kısım — 1. is., hlk. Avuç dolusu 2. is., smı, Ar. ḳism 1) Parçalara ayrılmış bir şeyin her bölümü, bölük, kesim Şimdi hayatının rol oynamaya lüzum görmediği kısımlarına yani onun ev hayatına geliyorum. R. N. Güntekin 2) Bir cinsten veya meslekten… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KADRO — ing. Bir işin yürütülebilmesi için icab eden bir cinsten şeylerin, bilhassa insanların tamamı veya bütün … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FASÎLE — (C.: Fesâil) Anababa, ebeveyn, âile. * Familya, bir cinsten olan bitkilerin hepsi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜCANESET — (Cins. den) Bir cinsten olma, benzeme, hemcinslik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kesmek — i, er 1) Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak İpi kesmek. 2) Dibinden ayırmak Ağaçları kesmek. Dalları kesmek. 3) Düzgün parçalara ayırmak Eti kesmek. Patatesi kesmek. 4) Kesici bir araçla yaralamak Nasıl sol… … Çağatay Osmanlı Sözlük
doygunluk — is., ğu 1) Doygun olma durumu veya gönül tokluğu, istiğna, tatmin 2) ruh b. Bir isteğin yerine gelmesi, bir şeyin elde edilmesi, varılmak istenen bir hedefe ulaşılmasından doğan duygu, tatmin Aradığım cinsten bir huzura, bir doygunluğa doğru… … Çağatay Osmanlı Sözlük
küme — is. 1) Tümsek biçimindeki yığın 2) Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup Tarla kuşları Mustafa nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tartmak — i, ar 1) Bir şeyin birim cinsten ağırlığını bulmak 2) Bir şeyi avuç içinde sallayarak ağırlığını kestirmeye çalışmak 3) Binek hayvanlarının dizginlerini çekmek Süvari daima dizginleri tartıp kısrağı zapta muktedir olduğunu ihsas etmeli. Ö.… … Çağatay Osmanlı Sözlük